Henry Ford Kimdir ?

Henry Ford, kesinlikle bana hala neden okuyor olduğumu sorgulatan -ki cevabı zor olmadığından çok kısa bir sorgu oluyor- sayılı kişilerden. Kendisi ortaokulun kapısından dahi geçmeden ilkokulu bitirir bitirmez bir tamirciye çırak olarak girip kendini sanayinin tam ortasında bulmuştur. Belki de onu şuan kitaplara, makalelere -ve benim yazıma- konu eden en büyük sebep de buydu. Henüz on beş yaşında kendisine kurduğu mekanik atölyesinde ilk buharlı makinesini yapan ve günümüzde sanayi dehası olarak anılan bu kişi belki de pratiği, teoriğe tercih ettiği için bu konumdaydı. Yani belki de ailemizin bizi sanayiye verme konusunda ki söylediklerine çok da direnmemeliyizdir.

Henry Ford, çırak olarak girdiği bu sanayi dünyasında mühendisliğe doğru adım adım yükselirken aynı zamanda çevresinde gelişen olayları da yakından takip ediyordu. O dönemlerde (1885) Karl Benz ve Gottlieb Daimler atsız otomobillerini icat etmesi Ford'un ilgisini oldukça çekmişti. Böylece tümüyle kendine ait ilk tasarımını yaptı. O dönemde çoğu insanın ulaşım için hala at kullanıyor olduğunu düşünürsek bu yaptığının oldukça cesaret gerektiren bir girişim olduğunu söyleyebiliriz. Maalesef insanlar alışkanlıklarından vazgeçme konusunda oldukça gönülsüz oluyorlar. Sanırım burada Henry Ford'un şu sözünü hatırlayabiliriz 'insanlara ne istediklerini sorsaydım, daha hızlı giden at üretirdim.'. Sormadığı için minnettar olmalıyız.

Ford'un cesaret gerektiren bu girişimi ne yazık ki başarısızlıkla sonuçlandı hatta bundan sonraki girişimi de. Belli ki Henry Ford başarısız bir öyküyle anılmak istemiyordu. Onu çizginin dışına iten en büyük sebep de buydu zaten. Böylece üçüncü denemesinde Henry Ford, artık koca bir servet, ün ve Ford Motor şirketinin sahibiydi. 

Tasarladığı ve ürettiği arabaların oldukça iyi olmasına karşın hedeflediği satış oranına ulaşamadı. Basit bir iktisat bilgisiyle fiyatı azalan bir malın talebinin arttığını söyleyebiliriz. Tam da bu sebeple Henry Ford arabalarını olduğu fiyattan daha düşük bir fiyata çekmek için üretimde maliyeti düşürecek bir takım teknikler geliştirdi. Aynı zamanda vakit nakittir anlayışıyla çalışanlarının, üretimde malzemeleri taşırken yere düşürüp - almaya harcadığı zamanını üretime katabilmek için malzemeleri çalışanlara iletebilecek bir yürüyen bant sistemi kurdu. Böylece maliyeti az ve hızlı üretim Henry Ford'a daha çok para ve başarı olarak geri döndü. İşçilerde bu başarıdan yararlandı elbette. Şirkete giren paranın artmasıyla paralel olarak işçilerin de maaşı artmıştı. Buradan şirkete alt sınıf olarak giren işçilerin, çalışmaya orta sınıf olarak devam ettiği anlamı çıkartılabilir.

Kısaca Henry Ford, sanayideki üretim anlayışının geçmişten günümüzdeki haline gelmesinde herkesten fazla paya sahiptir.

MODEL T






KAYNAK: MICHAEL H. HART - EN ETKİN 100

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Oyuk Dünya Teorisi (Hollow Earth)

Makine Mühendisleri İçin Ücretsiz Eğitimler